Başkumandan Atatürk, Yunan Ordusu Polatlı’ya kadar gelip dayandığı zaman, bugün Polatlı/Temelli ile Ankara arasında bulunan Alagöz köyüne gelir ve savaşı buradan yönetir. Ancak, Alagöz köyüne gelmeden önce çevrede bir gezi yapmış ve bu köyün merkez karargâh olarak en müsait yer olduğunu tespit etmiştir.
Köyü Merkez Karargâh yapmak isteyen Atatürk, öncelikle burada rahat çalışabileceği ve ikâmet edebileceği bir ev arar. Bugün müze olarak halkın ziyaretine açık bulunan -ancak kimsenin pek bilmediği- iki katlı tipik bir Anadolu evi uygun yerdir. Atatürk, bu evi, sahibi Türkoğlu Ali Ağa’dan komutanlık merkezi yapmak üzere ister. Ali Ağa da “İsteğiniz bizim için emirdir.” diyerek evini verir. 22 gün 22 gece devam edecek olan Sakarya Meydan Muharebesi işte buradan yönetilir.
12 Ağustos 1921’de Alagöz köyüne gelen Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi’nin sonuna, yani 15 Eylül’e kadar burada kalır. Atatürk ile birlikte dönemin komutanları Mareşal Fevzi Çakmak, İsmet İnönü ve Ali Fuat Cebesoy da bulunur Alagöz köyünde.
Atatürk’ün ölüm yıldönümü nedeni ile 1966 yılının 10 Kasım’ında müzeye dönüştürülen ev, tarihi dokusu korunarak bugünlere kadar gelmiş şanslı yapılardan birisi.
Müzenin girişinde uzun bir hol bulunuyor. Burada Atatürk’ün Sakarya Meydan Muharebesi esnasında çekilmiş fotoğrafları duvarları süslerken tam karşıda o dönemde kullanılmış olan ufak çaplı silah ve kılıçlar bulunuyor. Üst katta ise Atatürk’ün yemek odası, odanın ortasında da küçük ama şirin bir masa bulunuyor. Yine üst katta Atatürk’ün savaş esnasında sıkça kullandığı telefon, dinlendiği divan ile yaverler odası bulunuyor.
12 Ağustos’ta Alagöz köyüne geldiğinde Atatürk, köylüler tarafından çok yakın bir ilgi ile karşılanır. Atatürk, köyün, savaş sürdüğü sürece merkez üs olarak kulanılacağını ve buraya askerlerin geleceğini söyleyince, köylüler köyden gitmek ister. Bunun üzerine Atatürk, köylüleri yanına çağırarak “Eğer sizler buradan giderseniz ülke geneline (Düşman Polatlı’yı aldı) diye haber yayılmasına neden olur. Bu da hem cephede savaşanların, hem de halkın moralini bozar. Bu nedenledir ki burayı terk etmeyin.” der.
Alagöz köyü artık tamamen askerlerin denetiminde olan bir yerdir. Gerçi köy o zamanlar yaklaşık 10 haneden ibaret küçücük bir yerleşim yeridir. İşte bu küçücük köyde bir milletin ayağa kalkışının destanı yazılır. 22 gün 22 gece süren savaşta Atatürk, zaman zaman Fevzi Çakmak ile köyün çevresinde dolaşarak fikir mütâlaasında bulunur. Çünkü savaş çok kritik bir durum arz etmektedir.
İki ordu silah ve donanım bakımından karşılaştırıldığında Türk Ordusu hemen hemen her bakımdan düşmanından daha yetersizdir. Ancak Türk Ordusu’nun başında Mustafa Kemal gibi bir ismin olması ve Türk askerinin, Mehmet Akif’in mısralarında “Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var” diyerek dile getirdiği inancından kuvvet alıp mücadele etmesi, bütün olumsuzlukları yok eder. Bu korku bilmez yürekler sayesinde Sakarya’da verilen mücadele destana döner.